30 Ocak 2008 Çarşamba

MYO mezunları kısa dömemde, son viraj!


MYO mezunları kısa dömemde, son viraj!
Meslek yüksek okulu mezunlarına kısa dönem askerlik yolunu açacak öneri Org. Büyükanıt'a çıkıyor.



30 Ocak 2008 12:41
YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan, meslek yüksek okulu mezunlarına kısa dönem askerlik önerisiyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan randevu talebinde bulunduğunu belirtti.

Özcan, "Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelecek yanıtı bekliyorum. Randevu sırasındayım. En kısa zamanda bu konuyu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile paylaşacağım. Bu konuda olumlu yanıt alacağımı ümit ediyorum" dedi.

Nokia 7900 Crystal Prism Türkiye’de!


Nokia 7900 Crystal Prism Türkiye'de!
Nokia'nın göz kamaştıran telefonu 7900 Crystal Prism Türkiye'ye geldi.



30 Ocak 2008 10:52
Prism koleksiyonunun en yeni üyesi Nokia 7900 Crystal Prism Türkiye'de satışa sunuldu. Elmas kesimli tasarımıyla cep telefonunda stil arayan kullanıcılara hitap eden Nokia 7900 Crystal Prism, ünlü tasarımcı Frédérique Daubal'den esinlenen duvar kağıtları ile dikkat çekiyor.

Nokia, cep telefonunda stil arayan kullanıcılar için tasarlanan Prism koleksiyonunun en yeni üyesi Nokia 7900 Crystal Prism'i tanıttı. Nokia 7900 Crystal Prism, kristal menü tuşunu içeren kusursuz elmas kesimli tasarımı ile, Prism koleksiyonunun geometrik hatlarını ve kendine özel tarzını ön plana çıkarıyor.

Lazerle yaratılan benzersiz grafik tasarımlar ve özel duvar kağıtlarının yanı sıra Nokia 7900 Crystal Prism'e özgü aksesuarlar, öncü tasarımcı Frédérique Daubal ile yapılan işbirliğinin meyvesi. Daubal'den esinlenen duvar kağıtları, ışığın yansımasını aktarırken, açısal prizma ve üçgen hissi yaratıyor. Alüminyum arka yüzeyin grafik tasarımı, ilgi çekici ışık efektleri ile her bir cihazı benzersiz kılarken, Nokia 7900 Crystal Prism'in göz alıcı çekiciliğini de tamamlıyor.

Konu hakkında bir açıklama yapan Nokia yetkilileri şunları ifade ediyor: "Nokia, sürekli olarak gelişmiş işlevler ve kişisel deneyimlerle bir araya gelen yeni ve yenilikçi stil ve materyaller arıyor. Ayrıca kullanıcıların kendilerine özgü gereksinimlerini karşılayan ürünler yaratmamıza yardımcı olacak beceri ve öngörüyü sunan, kendi alanında lider tasarımcı ve sanatçılarla işbirliği yapma olanaklarını da değerlendirmeye devam ediyoruz."

Özel tasarım ile teknolojiyi bir araya getiren Nokia 7900 Crystal Prism'de, öncü sanatçı Daubal'den esinlenen modern duvar kağıtları ile büyüleyici geniş bir LED ekran, 2 megapiksel kamera özelliğinin yanı sıra, 1 GB dahili hafıza ve kulaklıklı bir müzikçalar bulunuyor. Kullanıcılar, 49 farklı renk arasından istedikleri aydınlatma rengini seçebiliyorlar.

Dünyanın en hızlı ekran kartı


Dünyanın en hızlı ekran kartı
ATI HD Radeon 3870 X2, çift GPU gücüyle dünyanın en hızlı ekran kartı oldu..



30 Ocak 2008 08:56
AMD'nin Moskova'da gerçekleştirdiği tanıtım ile en sonunda su yüzüne çıkan ATI HD Radeon 3870 X2, çift GPU gücüyle şu anda tüm dünyada bulabileceğiniz en hızlı ekran kartı. İlk olarak Moskova'da kurulu iki adet sistemde tek ve çift kartlı konfigürasyonlarla tanıtılan kart gözlerimizi kamaştırdı. İki adet kartın kurulduğu sistem bir adet Tagan marka 600 W'lık güç kaynağıyla desteklenmişti. Kart birer adet 6 ve 8 lik güç girişine sahip ve aktif soğutma sistemiyle çalışıyor.

Önceki nesil AMD ATI grafik işlemcilerine nazaran performans başına Watt açısından yaklaşık iki kat daha iyi bir tablo çizen bu yeni 55 nm grafik işlemci, fiyat bakımından da nVidia ile rahatlıkla rekabet edebilecek bir seviyede.

Ürünün genel performansına baktığımızda ise en yakın rakibi nVidia Geforce 8800 Ultra'nın dahi üstünde görünüyor. Kartın oldukça yüksek bir overclock potansiyeline sahip olduğunu gözönüne aldığımızda bu farkın daha da açılabileceği şüphesiz.

ATI HD Radeon 3870 X2'de DDR2 RAM'lerin tercih edilmesi ise tamamen maliyetlerin düşük tutulmasıyla ve böylelikle kartın son kullanıcıya daha kolay ulaştırılabilmesiyle alakalı.AMD'nin geçtiğimiz yıl içinde, giriş seviyesi için piyasaya sürdüğü ATI Radeon HD 2400 XT ve HD 2400 Pro, yerini önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan HD 3470 ve HD 3450'ye bırakacak. 64 bit bellek arayüzüne sahip olan HD 3450, aktif ya da pasif soğutulabilen 600 MHz çekirdek, 500 MHz bellek (256 MB DDR2) hızında çalışıyor.

HD 3450, PCI-Express 2.0, melez grafik teknolojisi (anakarta entegre ekran kartıyla koordine çalışma) ve 2. nesil Universal Video Decodere (1080p Blu-ray ve HD-DVD) ek olarak DVI'dan daha yüksek bir bant genişliği sunan DisplayPort özelliğini destekliyor. ATI Radeon HD 3470 ise bu özellikleri 800 MHz çekirdek ve 950 MHz bellek (256 MB GDDR3) hızlarıyla bir adım ileri taşıyor. HD 3470'i taşıyan kartların yaklaşık fiyatı ise 65 dolar civarında.

AMD ATI'ın giriş seviyesinde 100 dolar altı kategorisi için piyasaya sürdüğü Radeon HD 3650'nin 800 MHz GDDR3 ve 500MHz DDR2 kullanan iki versiyonu olacak. PowerPlay adındaki yeni ve etkin bir güç yönetim özelliğini de destekleyen HD 3650 128 bit'Lik bellek arayüzüne sahip ve 725 MHz çekirdek hızında çalışıyor. Performans açısından GDDR3'lü Radeon HD 3650'nin DDR2'li GeForce 8600GT'den yüzde 10 ila yüzde 50 kadar daha hızlı olabiliyor (AMD'nin testlerine göre).

Chip Online

Güle güle ÖSS hoşgeldin SBS !


Güle güle ÖSS hoşgeldin SBS !
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ÖSS'nin kaldırılacağının müjdesini verdi.



30 Ocak 2008 13:53
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yakın zamanda ÖSS'nin kaldırılması ve ilköğretimde olduğu gibi her yıl SBS yapılarak yüksek öğrenime öğrenci alınması müjdesini verdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yakın zamanda Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) kaldırılması ve ilköğretimde olduğu gibi her yıl Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapılarak yüksek öğrenime öğrenci alınmasıyla ilgili YÖK'le görüşeceklerini belirterek, "Eğer ÖSS sistemini ilköğretimde uyguladığımız SBS'ye benzetirsek, ki hükümetimizin programında bunun böyle olacağı ifade edilmektedir, o zaman 'hayat eşittir 180 dakika' olmayacak" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Çelik, İHA'ya üniversiteye giriş ve eğitim sistemindeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Çelik, üniversitelere giriş için ÖSS yerine, ilköğretimde olduğu gibi her yıl SBS benzeri bir sistemin getirilmesiyle ilgili tartışmalara da değindi.

SBS'nin yüksek öğrenime adaptasyonuyla ilgili olarak Bakan Çelik, üniversiteye giriş yetkisinin MEB ile birlikte YÖK'e verildiğini hatırlattı. Bugünkü ÖSS sisteminin doğru olmadığını hem öğrenciler hem öğretmenler hem de YÖK'ün kabul ettiğini vurgulayan Çelik, "Ümit ediyorum ki önümüzdeki günlerde YÖK'le oturup bunları konuşacağız. Ama bu sistem bu sene yetişir mi bu konuda açık birşey söyleyemem. Gerçi ÖSS sistemini eğer bu yıl değiştirirseniz, mevcut sisteme göre hazırlanan öğrenciler mağdur olurlar. Yani şoke olurlar. Dolayısıyla bu tür düzenlemeler hemen devreye sokulmamalıdır" dedi.

Ancak katsayıyla ilgili YÖK'ün bir karar alması durumunda ya da yasal bir düzenlemeyle yeni düzenlemenin gerçekleşebileceğini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Ama bunu daha YÖK'le oturup konuşacağız. Eğer ÖSS sistemini ilköğretimde uyguladığımız SBS'ye benzetirsek, ki hükümetimizin programında bunun böyle olacağı ifade edilmektedir, o zaman 'hayat eşittir 180 dakika' olmayacak. O zaman bu yükü yayacağız. 100 kiloluk bir yükü gencimizin sırtına birden vermeyeceğiz. 'Sen bunu 30-30-40 kaldır' diyeceğiz."

Eğitim sistemine göre 9. sınıfın ortak olduğunu ve bu yüzden sınav olamayacağını söyleyen Çelik, "Ama ilköğretim kurumlarındaki gibi 3 sınav ya da 2 sınav da olabilir. Ve tamamen müfredata bağlı olabilir. Öğrenciyi okula bağlayan bir sistem üzerinde düşünülmesi lazım. Nitekim SBS ile yaptığımız budur" şeklinde konuştu. Gençlerin hayatının 180 dakikaya bağlanmaması gerektiğini vurgulayan Çelik, mevcut sisteme göre ÖSS'ye hazırlanan öğrencileri de rahatlatarak, "Ama öğrencilerin şunu iyi bilmelerini istiyorum. Bu sene bir düzenleme yapılsa bile ÖSS'nin yapısı değişmez. Soru stili değişmez. Değişirse zaten çocuklar çok büyük haksızlığa uğramış olur. Önümüzdeki yıldan itibaren uygulanmak üzere böyle bir düzenleme yapılabilir" diye konuştu.

Türkiye'nin eğitim teknolojileri konusunda ne aşamada olduğuna ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Çelik, "Milli Eğitim Bakanlığı'nda son 4-5 yılda bir dijital devrim yaşandı. Çünkü eğitimin alt yapısı derken artık eskisi gibi sadece sıralar, derslikler, fiziki alt yapıyı düşünmüyoruz. Şu anda eğitimin çok ciddi bir alt yapısı var" dedi. Artık bilgisayarın, tepegözün, ve datashowların olmadığı okuldan söz edilemeyeceğini ifade eden Çelik, tüm okullarda bilgi teknoloji sınıfları olduğunu ve hükümetleri döneminde 600 bin okula bilgisayar gönderildiğini kaydetti. Çelik, "Şu anda öğrenci kitlemizin yüzde 90'ından fazlası hızlı internet hizmetinden yararlanıyor" dedi.

ABD'deki Brown Üniversitesi'nin her yıl e-Devlet Raporu yayınladığını ve 2007 raporda Türkiye'nin dünya 8.'si olarak Almanya'nın önüne geçtiğine dikkat çeken Bakan Çelik, e-Okul Projesi ile sistemdeki tüm okulların sanal ortama taşındığını söyledi. Bu şekilde öğrenci dosyalarından, devamsızlık ve ders notlarına kadar tüm bilgilere elektronik ortamda ulaşılabildiğini belirten Çelik, "Artık 'benim karnem iyiydi, kötüydü' diye veliyi kandırma dönemi bitmiştir. 'Karne parası verdin mi vermedin mi' bitmiştir" diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı'nda personel hareketlerinin de elektronik ortamda yapıldığına işaret eden Çelik, artık kimsenin elinde dilekçeyle tayin, nakil istemesinin söz konusu olmadığını ve il içi, il dışı, açıktan ve ilk atama olmak üzere tüm atamaların elektronik ortamda şeffaf şekilde yapıldığını söyledi.

Bakan Çelik, artık sınavlarımızın bütün başvurularının da elektronik ortamda yapılabildiğini kaydederek, "6-7 kere gidiş geliş olması gerekiyor. Bu da 6-7 milyon posta demek. Bunların hepsi tarihe karışmıştır. Hepsi elektronik ortamda yapılmaktadır. Bu sanal karneyle MEB sitesi tıklama rekoru kırdı. Bir günde 1 milyon kişi sisteme girdi ve sistem çökmedi" dedi.

6 yıllık garanti rekabeti


6 yıllık garanti rekabeti

Otomobillerin garanti süresi rekabeti bu yıl da devam ediyor. Honda'nın 6 yıl garanti uygulamasını bu yıl da devam ettireceğini açıklaması diğer şirketleri harekete geçirdi.

30 Ocak 2008 19:48
 
6 yıllık garanti rekabeti

Otomobilde garanti süresi üzerinden yaşanan rekabet dar kapsamlı da olsa artıyor. Geçen yıl Honda'nın tüm modelleri için bir yıllık süre için başlattığı 6 yıl ya da 150 bin km garanti uygulamasının bu yıl da devam edeceği açıklandı. 

Buna karşılık Toyotasa sadece RAV 4 modeli için ek bedelle alınabilen ekstra garanti süresini 6 yıla uzattı. Şimdilik bu iki markanın dışında 3 yılı aşan garanti süresi sunabilen bir şirket yok. Kia'nın Sorento ve Sportage modelleri için geçen yıl yaptığı ömür boyu garanti uygulaması da yıl sonu itibarıyla sona erdi. Bakalım garantide yeni atılımlar yaşanacak mı?
 
 

Zaman

1 milyon YTL'lik F1 plakası!


1 milyon YTL'lik F1 plakası!

Milyoner yatırımcı Afzal Khan, İngiltere'de 'F1' numaralı plakayı 440 bin sterlin (yaklaşık 1 milyon YTL) gibi rekor bir fiyata satın aldı.

30 Ocak 2008 19:40
 
1 milyon YTL'lik F1 plakası!

Bradford'da bir otomobil tasarım firmasını işleten 37 yaşındaki Khan, F1 tutkunu olduğunu belirterek, "Verdiğim paranın her bir kuruşu plakaya değer" dedi.

Khan, "Artık herkes benim plaka numaramı biliyor. Harika bir araçta harika bir numara" diye konuştu.

Plakanın, genç sürücülerin standartlarını yükseltmeyi amaçlayan bir vakıf yararına Essex County Konseyi tarafından yapılan açık artırmada satıldığı ifade edildi.

Konsey Başkanı Lord Hanningfield yaptığı açıklamada, "Essex tarihinin bu nadide parçasını kaybetmekten dolayı bazılarımız üzülecek" dedi.

Khan, rekor fiyata satın aldığı plakayı, çok yakında lansmanı yapılacak olan kendi tasırımı Range Rover Cosworth'e takacağını söyledi.

Mynet

Renault, Bursa'da dizel motor üretiyor


Renault, Bursa'da dizel motor üretiyor

Oyak Renault, Bursa'daki fabrikasında dizel motor üretimine başlayacak. Dizel motor üretimi için her türlü hazırlık tamamlandı., Montajlama işlemi sürerken Haziran-Temmuz 2008'de ilk dizel motor üretim hattından çıkacak.

30 Ocak 2008 11:38
 
Renault, Bursa'da dizel motor üretiyor
Oyak Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş.'nin Fransız Genel Müdürü Alain Gabillet, dizel motor üretimi için her türlü hazırlığın yapıldığını, üretim hatlarında montajın sürdüğünü ve Haziran-Temmuz 2008'de ilk dizel motorun üretim hattından çıkacağını söyledi. Genel Müdür Gabillet, Oyak Renault'nun Türkiye'de üretimini yaptığı 4 marka ile hedeflerinin saatte 60 araç üretimi gerçekleştirmek ve yılda 360 bin adetlik üretim düzeyine ulaşmak olduğunu açıkladı.

Bursa'da Oyak Renault üretim tesislerinde Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyelerinin katılımıyla bir fabrika turu düzenlendi. Türk otomotiv sektörünün yanı sıra Oyak Renault'nun üretim, satış, ihracat ve yeni hedefleri konusunda bir sunum yapan Genel Müdür Alain Gabillet, Türkiye'de her bin kişiden 82'sine bir araç düştüğünü, bu sayının Almanya'da 559, Yunanistan'da 393, Polonya'da 320 olduğunu hatırlattı ve "Türkiye'de otomotiv pazarında gidilecek hala büyük bir yol var. Gelecek 5 yılda toplam 5 milyon araç üretimini yapabilirsek Türkiye de kişi başına araç sahipliği açısından bu ülkelerle aynı seviyeye çıkabilir" dedi.

"TÜRKİYE'DE VERGİLER ÇOK YÜKSEK VE DÜNYADA 16.SIRADA"

Yerli piyasanın mutlaka gelişmesi gerektiğini, ancak yüksek vergiler nedeniyle yurtiçi piyasanın istenen hızda büyümediğini ve Türkiye'nin dünya otomobil üretiminde hala 16. sırada olduğuna dikkat çeken Gabillet, "Dünya otomotiv endüstrisinde eskiden akla gelmeyen değişmeler oluyor. ABD artık birinciliği kaybetmiş durumda. Japonya ilk sıraya, Çin'in üçüncü sıraya yerleşti. İtalya ve İngiltere de güç kaybetti. Türkiye bu fırsatları iyi değerlendirmeli" yorumunu yaptı.

RENAULT BİNEK OTODA YÜZDE 42 PAZAR PAYI İLE LİDER

Renault'nun binek otomobil pazarında yıllardır liderliğini koruduğunu savunan Gabillet " Şimdi pazara çok fazla marka girdi. Batı ülkelerinin yanı sıra doğudan,Japonya'dan, Güney Kore'den de rakipler geldi. Rakiplerimizin sayısı arttı. Liderliği korumakla birlikte doğal olarak pazar payımız azalarak yüzde 16.7 düzeyine indi" dedi. Otomobil pazarı ile ilgili 2007 verilerini değerlendiren Gabillet, Renault'nun binek araba üretiminde yüzde 42'lik pazar payıyla pazar lideri olduğunu, ikinci sırada yüzde 25 ile Toyota'nın geldiğini, 3. sırada bulunan Tofaş'ın pazar payının da yüzde 16 olduğunu söyledi.

TÜRKİYE 2010'DA 2 MİLYON ARAÇ ÜRETECEK

Gabillet, 1963 yılında 3 bin araçlık üretimle işe başlayan Türk otomotiv sektörünün 2007 yılında 1 milyon 100 araç ürettiğini ve bu sayının 820 binini ihraç ettiğini vurgulayarak "2010 yılında sektörün toplam 2 milyon araç üretir hale geleceğini ve bu rakamın 1.5 milyonun ihraç edeceğini öngörüyoruz. Son 10 yılda gösterdiği performansın bir sonucu olarak otomotiv 2007'de 21.3 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaştı. Son iki yıldır da diğer sektörleri geride bırakarak ilk sıraya yerleşti" diye konuştu.

RENAULT-NİSSAN ARTIK DÖRDÜNCÜ GÜÇ

Renault'nun Japon Nissan ile birleşmesiyle artık dünya otomotiv sektöründe dördüncü büyük ittifak haline geldiğini, 2006 verileriyle toplam üretimin 2 milyon 346 bin araç olduğunu vurgulayan Genel Müdür Gabillet "Oyak Renault birçok konuda Renault içinde çok ayrıcalıklı bir yerde bulunuyor. Bir yandan teknolojiyi yenilerken, yeni yatırımlar yapıyoruz, diğer yandan maliyetlerimizi düşürerek verimliliğimi artırıyoruz. Hedefimiz yılda 1 milyon araç üretmek" dedi. 2007 gerçekleşmeleri hakkında da bilgi veren Gabillet, toplam 263 bin 656 otomobilin ve 104 bin motorun üretildiği geçen yıl 3.4 milyar dolarlık satış cirosuna ulaştıklarını, bunun 2.5 milyar dolarının ihracattan kaynaklandığını belirterek, 210 milyon dolarlık da yatırım yaptıklarını söyledi.

TOPLAM YATIRIM 1.3 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

Oyak Renault fabrikalarında halen 6 bin 200 kişinin çalıştığını, 2006 yılında bin 500, geçen yılda bin 20 yeni personel alımı yaptıklarını belirten Genel Müdür "Biz bir yandan teknolojiye yatırım yaparken, aynı zamanda istihdam yaratıcı da olmaya çalışıyoruz, 2008'de 700 yeni kişi daha istihdam edeceğiz" dedi. En büyük 500 sanayi kuruluşu içinde Oyak Renault'nun Türkiye'nin en büyük 7'inci şirketi, otomotivin 3'üncü ve Bursa'nın birinci şirketi olduğunu kaydeden Gabillet, geçen 10 yılda 11 milyar dolar ihracat yaptıklarını, toplam yatırım tutarının da 1.3 milyar dolara ulaştığını söyledi.

ROBOTLAR SAKAL TRAŞI YAPABİLECEK HASSASLIKTA

Bursa tesislerinde en modern teknolojiyle üretim yaptıklarını, kullanılan robotların sakal traşı yapabilecek hassaslıkta çalıştığını ifade eden Genel Müdür Gabillet, mevcut durumda tesislerde 1 saatte 53 otomobil ve 50 motor üretimi gerçekleştirdiklerini, üretimin yüzde 22'sinin yurtiçi satış, yüzde 78'inin de ihracata gittiğini belirterek, "Üretim planlamasında özel bir hedefimiz yok, illa yurtiçine üreteceğiz ya da ihraç edeceğiz diye. Piyasada oluşan hareketleri dengelemeye çalışıyoruz. Mevcut iç piyasa talebine ve koşullarına göre son iki yıldır ağırlığı ihracata vermiş durumdayız. 5 kıtaya 100 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz" dedi.

ÜRETİMDE YERLİ PAYINI YÜZDE 80'E ÇIKARMAK HEDEF

Toplantıda EGD üyelerinin soruları yanıtlayan Genel Müdür Gabillet, üretimde kullanılan mekanik parçalara göre değişmekle beraber, yerlilik oranının yüzde 65 civarında olduğunu, yüzde 35'lik bölümün de ithal parçalardan ve aksamdan oluştuğunu belirterek "Hedefimiz yerli parçaların payını yüzde 80'e çıkarmak. Bu hedefi gerçekleştirmek için mekanik aksam ve motorları mümkün olduğunca burada geliştirmeye çabası içindeyiz" şeklinde konuştu.

"DİZEL MOTORU KENDİ ARAÇLARIMIZDA KULLANACAĞIZ VE İHRAÇ EDECEĞİZ"

Dizel motor yatırımına niçin gittikleri yönündeki bir soruya "Bu yatırım bizim için rantabl olacak. Öncelikle kendi ürettiğimiz araçlar ihtiyaç duyuyoruz ve bu ihtiyacı burada üreterek karşılamak istiyoruz. İkinci konu Doğu Avrupa, Romanya ve Rusya'da dizel motor talebi yükselişte. Bu ülkelerden gelecek talebi de karşılayacağız. Ekonomik verimlilik olarak yılda 450 bin adet olarak hesapladık ve bizim kurulu kapasitemiz de bu rakamı üretecek şekilde. İlk etapta çoğunluğunu kendi ürettiğimiz araçlarda kullanacağız, geri kalan bölümünü de ihraç edeceğiz" yanıtını verdi.

"DİZELİN BENZİNE ÜSTÜNÜLĞÜ BİR SÜRE DEVAM EDER"

"Dizelle benzin arasındaki rekabette kim kazanacak" şeklinde soruya ise Genel Müdür Alain Gabillet "Türkiye'de kısa vadede dizel motor öne çıkacak diyebilirim. Bu tercihte tabiki iki neden önemli. Birincisi yakıt üzerindeki vergiler nedeniyle ortaya çıkan maliyet tercihi. İkincisi de çevresel etkiler. Dizelde CO2 emisyonu benzine göre daha düşük. Dizelin benzine göreceli üstünlüğü belki bir zaman sürecek, yakın bir gelecekte alternatif enerjiler daha öne çıkabilir. Biz de zaten bu konunun üzerinde çalışıyoruz".

"RESESYON HERKESİ FARKLI ETKİLİYOR"

Dünya ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu resesyon riskleri üzerinde değerlendirmelerde bulunan Alain Gabillet " Resesyon konusunda dünyanın farklı bölgelerinde farklı süreçler yaşanıyor. Otomobilde Batı Avrupa'da ve ABD'de pazarlar belirli bir doygunluğa ulaştı. Oralarda yenileme ve değiştirme talebi daha yüksek. Tüketici güvenilirlik, yenilik ve fiyatta rekabetçiliğe bakıyor. BRIDGE diye adlandırılan ülkelerde ise daha çok sıfırdan oluşan otomobil sahibi olma talebi var. Türkiye bu iki dünyanın tam ortasında. Burada vergilerin yüksekliği ve tüketicinin güveni sorunu var. Güven konusunda artık çok iyi bir aşamadayız. İç pazarın gelişmesinde esas hakemliği yapan ise devlet. Vergiler ve diğer altyapı ayarlamalarını yaparak sektörün gelişimini sağlayabilir. Biz de bu tür değişikliğe uygun bir cevap veririz ve otomotiv pazarı resesyon gibi gelişmelerden en az etkilenir.

"ÜST SEGMENTE DAHA ÇOK HİTAP ETMEK"

Renault'nun dünya çapında uygulamaya koyduğu Contrat 2009 projesi hakkında bilgi veren Gabillet, bu projenin Grup Başkanı Carlos tarafından lanse edildiğini ve 3 ana hedefin belirlendiği söyleyerek " Birinci hedef üst segmente daha fazla hitap edebilmek. Burada Laguna'nın kalite ölçüsüyle ilk 3'te yer alması hedef. İkinci hedef grup karlılığını ortalama yüzde 6 düzeyine oturtmak. Üçüncü hedef de gelişme ve büyüme. Bu hedef doğrultusunda pazara 26 yeni model daha sunmayı planlıyoruz. Clio 3'ü de kalite yönüyle en iyi 3'e yerleştirmek istiyoruz. Clio 3 müşteri memnuniyeti kriteriyle en iyi 3'te zaten.

ÇALIŞAN BAŞINA YILLIK EĞİTİM SÜRESİ 79 SAAT

Genel Müdür Gabillet, rekabetçi üstünlük sağlama açısından verimlilik çalışmaları yaptıklarını, enerji tüketimi konusunda yaratıcı uygulamalar geliştirdiklerini ve tasarruflu enerji kullanımında öncü olduklarını belirterek "Biz insan kaynağımızda da rekabetçi olmaya çalışıyoruz. Sadece üretim yeteneği ile ölçülmemeli rekabetçilik. Bizim çalışanlarımız işlerini büyük bir beceri ve sevgiyle yapıyorlar. Türkiye'de kendimizi doğru konumlandırmak durumundayız. Türkiye ücretlerde batıya kıyasla düşük, doğuya kıyasla yüksek durumda. Batıda olan rakiplerimiz yavaş yavaş doğuya kaymaya başladılar. Romanya, İran ve Çin'e doğru kayış var. Bizim en büyük gururumuz insan kaynağımız. Her personel ortalama yılda 5 öneri veriyor. Ve bu önerilerin mutlaka biri tasarruf sağlamakta işe yarıyor. Şimdiye kadar 1.7 milyon Euro eğitim harcaması yaptık. Kişi başına eğitim süresi de yılda 79.3 saat oldu" şeklinde konuştu.

ANKA

Yeni TC Kimliği çok yakında geliyor


Yeni TC Kimliği çok yakında geliyor

Gelecek yeni sistem her işlem için devlet dairelerine gitme devri de sona erdirecek. Birçok işlem internet vastasıyla yapılabilir şekilde düzenlenecek. İşte özellikleri ve avantajları...

30 Ocak 2008 18:45
 
Yeni TC Kimliği çok yakında geliyor

TÜBİTAK'ın üzerinde çalıştığı projeyle elektronik kimlik kartı uygulamasına 2009 yılında geçilecek. Mart ayında pilot bölgede denenecek ''vatandaşlık kartı'' için TÜBİTAK hazırlık yapıyor.

Hastane önlerinde, devlet dairelerinde çok sık rastladığımız kuyruklar 2009 yılında sıradan görüntüler olmaktan çıkacak. Elektronik devlete geçiş çalışmaları kapsamında TÜBİTAK'ın hazırladığı kartla, vatandaşlık kartı, yani "elektronik kimlik sistemi"ne geçilecek.

Yeni sistemle her işlem için devlet dairelerine gitme devri de sona erecek. Birçok işlem internet vasıtasıyla yapılabilir şekilde düzenlenecek.

KOPYALANAMAZ

Yüzde yüz güvenli olacağı bildirilen kartın kesinlikle kopyalanamayacağı da ifade ediliyor. 2009 yılında başlayacak uygulama nedeniyle TÜBİTAK'ta yoğun bir çalışma sürdürülüyor.

Elektronik kart, öncelikle sağlık karnelerinin ve reçetelerin tarihe karışmasını sağlayacak.

Doktorlar hastaya vereceği ilacı "elektronik vatandaşlık kartı"nın üstüne işleyecek. Hasta, kartını alıp eczaneden ilacını alacak, Sigorta kurumu da parayı ödeyecek.

Şu an kullandığımız kimlik kartlarına göre güvenliği son derece artırılmış olan bu kartlar, devletin elektronik hizmet verdiği tüm kurumlarda kullanılabilecek. Vatandaşın yapması gereken tek işlem, kendini devlete elektronik olarak tanıtmak.

Kullanım önceliği sağlık alanına verilen kartın kısa sürede tüm kamu kuruluşlarında uygulamaya geçmesi bekleniyor.

CNNTURK

29 Ocak 2008 Salı

Otomotiv sektörü son sürrat


Otomotiv sektörü son sürrat
Otomotiv sektöründe yatırımlar Türkiye'ye gelmeye devam ediyor.



29 Ocak 2008 11:52
Geçen yıl gerçekleştirdiği 20 milyar doları aşan ihracat ile ilk sırada yer alan otomotiv sektöründe yatırımlar Türkiye'ye gelmeye devam ediyor.

Son yıllarda önemli başarılara imza atan otomotiv sektörü, üretimde ve ihracatta gösterdiği performansla Türk ekonomisinin yıldız sektörü haline geldi.

Uzun yıllardan bu yana Türkiye'ye yatırımları yönlendiren otomotiv devleri, Türkiye'de sağladıkları başarıyla birlikte yatırımlarını artırarak sürdürürken, Türkiye, yeni rakiplere rağmen otomotivde yatırım çekmeye devam etti.

Renault, Ford, Mercedes, Fiat, Hyundai gibi otomotiv şirketleri Türkiye'deki üretimlerini devam ettirirken, bir çok model otomobil veya ticari model Türkiye'deki fabrikalardan dünyaya yayıldı.

Otomotiv devleri bu yıl da mevcut üretim kapasiteleri konusunda yeni kararlar alırken, ilk sürpriz Renault'tan geldi.

Fransız otomobil üreticisi Renault'un 1996-2006 yılları arasında Türkiye'ye yaptığı yatırım tutarı 1 milyar doları aşmış, geçen yıl ise 210 milyon dolar rekor yatırımla kapatmıştı.

Son olarak Clio Grand Tour'un üretimine başlayan Renault, bu yıl 200 milyon dolarlık yatırım açıkladı.

Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet, Bursa fabrikasında bu yıl yeni bir üretim projesi olacağını duyurdu. Üretilmesi planlanan modele ilişkin henüz bir bilgi verilmezken, Renault bu yılki yatırımın büyük bir bölümünü dizel motor üretimi için ayıracağını bildirdi.

Koç Holding ve Fiat ortaklığında 1968 yılında kurulan ve her 2 firmanın da eşit hissedar olduğu Tofaş da bugüne kadar pek çok projeyi hayata geçirdi.

Bursa'daki fabrikada 1971 yılında üretime başlayan Tofaş son olarak Mini Cargo projesiyle dikkat çekerken, fabrikanın araç üretme kapasitesi 360 bine dayandı.

Son olarak Tofaş, İtalya, Polonya gibi ülkeler arasından sıyrılarak "263" projesini üstlenirken, Tofaş Üst Yöneticisi Ali Pandır, Tofaş'a bir proje daha getirmek için çabalarının sürdüğünü belirtmiş, fabrikanın kapasitesinin artırılabileceğini ifade etmişti.

Tofaş, bu yılki yatırım bütçesini ise 360 milyon avro olarak belirledi.

Ford Otosan da bugün Kocaeli ve İnönü fabrikalarında Transit ve Transit Connect, Puma Transit motoru, Ecotorq Kamyon motoru ve Cargo kamyonların üretimini yapıyor.

Bugüne kadar otomotivin ticari araç tarafında üretim yapmayı tercih eden Ford Otosan, bundan sonraki dönemde de tercihinin ticari olacağını açıkladı.

Ford Otosan Genel Müdürü Michael Flewitt, 2007 yılında 110 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirterek, bu yıla ilişkin hedefleri konusunda ise 100 milyon dolar civarında bir yatırımın öngörüldüğünü duyurdu. Flewitt, fabrikaya ve ürün yelpazesine yatırımların süreceğini söyledi.

Aynı zamanda Türkiye'nin ihracat şampiyonu da olan Ford Otosan, bu yıl ki yatırımın, iş süreçlerinin ve fabrikaların iyileştirilmesi, kapasite artışı, gelecek ürün programları için gerçekleştirileceğini açıkladı.

Bu yıl Türkiye'deki 40. yılını kutlayan Mercedes Benz Türk A.Ş de Aksaray ve Hoşdere'deki fabrikalarında önemli üretim ve ihracat başarıları kazandı.

Geçen yıl üretimini otobüste yüzde 35, kamyon üretimini de yüzde 30 artıran Mercedes Benz Türk 3 bin 6 otobüs, 16 bin 8 kamyon üretti.

Mercedes-Benz Türk A.Ş Direktörler Kurulu Başkanı Jürgen Ziegler, 2007 yılında tesis ve genişlemeleri gerçekleştirmek için 50 milyon avroluk yatırım yaptıklarını, bu yıl için de aynı rakamları hedeflediklerini bildirdi.

Kapasite artırımına ve ürün yatırımlarına devam edeceklerini duyuran Mercedes Benz Türk, bu yıl toplam satışlarını yüzde 10, ihracatını ise yüzde 15 oranında artırmayı, üretim kapasitelerini de otobüste yüzde 20, kamyonda yüzde 10 yükseltmeyi planlıyor.

Bu arada Türkiye'de bulunan mevcut otomotiv şirketlerinin yanı sıra pazarda yer almayan bazı şirketlerin de Türkiye'ye yatırım konusunda istekli oldukları bildirildi.

Son olarak Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın iki otomotiv devinin Türkiye'ye gelip yatırım yapmak için çok ciddi mesafeler kat etmek üzere olduğunu açıklamıştı.

Bunlardan birinin "Magna" firması olduğunu ifade eden Çağlayan, şirketin Türkiye'de 400 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planladığını, bu konu ile ilgili gerekli altyapının sağlandığını söylemişti.

Bir diğer firmanın da Türkiye'ye 1 milyar avroluk bir yatırım yapmanın çabası içinde olduğunu belirten Çağlayan, Türkiye'nin dünyanın otomotiv üssü haline geldiğini kaydetmişti.

Önümüzdeki günlerde ilk kez Çin'de üretilen bir markayı Türkiye pazarına sunmaya hazırlanan Mermerler Grubu da distribütörlüğünü yapacağı Chery'nin Türkiye'de üretim yapmasını hedefliyor.

Chery Otomotiv Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer bütün gayelerinin Türkiye'ye fabrika kurdurup buradan Avrupa'ya ihracat yapabilmek olduğunu ifade etti.

Yatırım rakamlarının henüz hesaplanmadığını, Chery'nin Avrupa'ya açılabilmesi için Türkiye'de yatırım yapmayı planladığını bildiren Mermer, yatırım bölgesi konusunda karara varılmadığını, yatırımın içinde muhakkak kendilerinin de olacağını açıkladı.

Bu arada Türkiye'de üretimlerine devam eden Toyota, Honda ve Hyundai ise henüz bu yıla ilişkin yatırım planlarını kamuoyuyla paylaşmadı.