13 Şubat 2009 Cuma

Teknoloji Mühendisliği - Teknik Eğitim Fakültesi Okuyan Ve Okuyacakların Dikkatine!


Teknoloji Mühendisliği - Teknik Eğitim Fakültesi Okuyan Ve Okuyacakların Dikkatine
Teknik Öğretmenlere Teknoloji Mühendisi Ünvanı Verilmesi İlişkin Yasa Tasarısı

Türkiye’de meslekî ve teknik eğitimin modernizasyonu projesi kapsamında teknik eğitim fakülteleri tartışılıyor.


Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duran Altıparmak’tan ilginç öneri:

Endüstriyel gelişimin lider kurumu: Teknoloji Fakültesi
Milli Eğitim Bakanlığı ile Avrupa Birliği arasında yapılan "Mesleki ve Teknik Eğitimin Modernizasyonu Projesi" ile birlikte yürütülen Türkiye'de Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, meslek dersi öğretmenlerinin niteliklerinin yükseltilmesine yönelik bir proje olduğundan dolayı meslekî ve teknik eğitim sistemi ile ilgili kurum ve kuruluşlarda gündeme oturdu. Bu konu ile ilgili 11 Aralık’ta Ankara Başkent Öğretmenevi’nde Ulusal Koordinasyon Komitesi toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıdaki tartışmaları da göz önüne alarak, endüstriyel gelişimin lider eğitim kurumu olarak gündeme getirilen “teknoloji fakültesi” kavramını konunun uzmanı G.Ü. Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak ile masaya yatırdık.

Prof. Dr. Duran Altıparmak, teknik bilgi ve becerinin, sanayiinin ve gelişmenin temel unsurlarından biri olduğunu vurgulayarak, günümüzün üretim ve hizmet sektörünün ihtiyaç duyduğu insan tipinin, ******adığını uygulayabilen insan tipi olduğunu belirtti. Bu anlamda, nitelikli teknik eleman potansiyelinin ne kadar önem taşıdığının açıkça görüldüğünü kaydeden Altıparmak, “Türkiyede sürekli tartışılan meslekî ve teknik eğitim problemlerinin temelinde nitelikli-becerili teknik insan gücünün nasıl yetiştirileceği meselesi yatıyor. Meslekî ve teknik orta öğretimden yüksek öğretime kadar uzanan sürecin önemli bir yanı, halen temel mühendislik derslerinin yanında uygulama ağırlıklı eğitim vermekte olan teknik eğitim fakülteleridir” dedi. Altıparmak, “Bu fakültelere uzun yıllar iki önemli misyon yüklenmiştir: Meslek liselerine öğretmen yetiştirme ve sanayiinin ihtiyaç duyduğu becerikli teknik eleman yetiştirme” diye konuştu.



“Günümüzde, bu iki fonksiyonun aynı anda gerçekleştirilmesi hem müfredat ağırlığı bakımından hem de çağdaş eğitimin gerektirdiği kriterler bakımından mümkün değildir” diyen Prof. Dr. Duran Altıparmak, bu fakültelerin artık uluslararası düzeyde eğitim veren ve diploma eşdeğeri olan bir yapıya kavuşturulmasının gerekliliğini vurguladı.



Prof. Dr. Altıparmak, bunun için, şartları uygun olan teknik eğitim fakültelerinin, birçok gelişmiş ülkede örnekleri bulunan Teknoloji Fakülteleri’ne dönüştürülmesinin çok önemli bir atılımın yolunu açabileceğini ifade etti.



Neden Teknoloji Fakültesi ?



Gelişmiş ve Avrupa Birliği ülkelerinde Mühendislik Fakültelerinin yanında uygulama ağırlıklı teknoloji fakültelerinin de bulunduğunu belirten Altıparmak, “Söz konusu eğitim kurumları, klasik mühendislik eğitimine benzer fakat daha çok uygulamacı bir mühendis yetiştirmeyi amaçlayan fakülte tipleridir. Yıllardır tartışılan hem unvan ve yetki sorununun çözülebilmesi hem de uluslararası üniversite yapılanmasına uygun olabilmesi amacı ile teknik eğitim fakültelerinin adının teknoloji fakültesi (faculty of technology) olarak değiştirilmesi ve statüsünün de buna uygun olarak düzenlenmesi ciddi olarak değerlendirilmelidir” diye konuştu.



Prof. Dr. Altıparmak, burada önerilen değişiklikten kastedilen hususa, sadece mühendis unvanına sahip olmak talebi şeklinde bakılmaması gerektiğini kaydederek, “Değişiklik; uluslararası kabul görecek eşdeğerlikte bir statüye kavuşmayı amaçlamalıdır” dedi.



Prof. Dr. Duran Altıparmak “Nasıl bir teknik eleman yetiştirmek istenmektedir? İstenen hedefe ulaşmak için hangi program ve kriterlere uyulmalıdır?” sorularına karşılık olarak, dünyada her ürünün rekabet gücü tartışılırken, üniversitelerde yetiştirilen insanın da niteliğinin ciddi bir tartışma konusu olması gerektiğini vurgulayarak, bu bakış açısıyla teknik eğitim fakültelerinin mevcut durumunun, her yönüyle ele alınması gerektiğini belirtti.



İfade etmeye çalıştığım değişikliğin gerekçeleri olarak, şunlar söylenebilir:



İşte gerekçeler

· Halen Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının unvanı bulunmamaktadır,

· Mevcut hali ile bu fakültelerin dünyada eşdeğeri (denkliği) yoktur,

· 48 saat eğitim dersi okutularak mezun edilen ve teknik öğretmen olanlara Milli Eğitim Bakanlığı’nda ihtiyaç duyulmamaktadır

· 2001-2002 öğretim yılında mezunlarımızın sadece yüzde 5’i öğretmen olarak atanmıştır,

· Endüstri meslek lisesi ve teknik liselerin cazibesini kaybetmesi ile teknik öğretmen ihtiyacı tamamen ortadan kalkmaktadır,

· Programlar, endüstrinin ihtiyaç duyduğu nitelikte teknik eleman yetiştirmeye uygun değildir,

· 200 kredinin üzerinde bir eğitim programının amaca uygun olarak uygulanması mümkün değildir,

· Hiçbir teknik eğitim fakültesinin akreditasyonu yoktur.



Teknoloji mühendisliği tanımı, yetki ve sorumlulukları, unvan meselesi


Teknoloji mühendisliği kavramı ile ilgili olarak Prof. Dr. Duran Altıparmak, şunları söyledi:

”Uluslararası arenada teknoloji fakültesinin teknoloji mühendisliğinden mezun olanlar teknoloji mühendisi unvanını alır, mühendislik fakültelerinden mezun olanlar ile benzer işlerde çalışır ve sorumluluk alırlar. Genellikle araştırma, ürün geliştirme gibi çalışmalardan ziyade şirketlerin imalat işlemlerinde çalışır, sorumluluk ve yetki alırlar.”

Prof. Dr. Altıparmak, “Öğrencilerin, mezun oldukları bölümlere bağlı olarak, imalat teknoloji mühendisi, elektrik teknoloji mühendisi, elektronik teknoloji mühendisi, inşaat teknoloji mühendisi, yapı teknoloji mühendisi, metalurji teknoloji mühendisi, vb. gibi unvanlarla anıldığı ve bunlara uygun görevler yapabildiği bilinmektedir” diye konuştu.



“Teknoloji mühendislerinin, mühendislik ve bilimsel teknikleri günlük hayatta karşılaşılan gerçek problemlere uygulanmasına önem verdiğinin altını çizen Altıparmak, “Klasik mühendislik ile, teknoloji mühendisliğini birbirinden ayıran en önemli unsur ‘Uygulama’dır. Mühendislikte teori ve uygulamaya ağırlık verilir. Teknoloji mühendisliğinde ise, pratik uygulamalara ağırlık verilir. Teknoloji mühendisi, mühendise benzer sorumluluklara sahiptir” dedi.



Prof. Dr. Duran Altıparmak, “teknoloji mühendisliği” ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:

“Teknoloji mühendisleri, bilim ve matematiği köprü, bina, bilgisayar, aparat, makina, elektronik aletler, güç istasyonları, taşıma sistemlerini yapmak ve bilgisayar yazılımları geliştirmek vb. alanlar için kullanırlar.



Teknoloji mühendisi olmak için en az 4 yıllık teknoloji mühendisliği fakültesinden mezun olmak gerekir. Teknoloji mühendisleri imalat sektöründe, imalat yöneticiliği ve diğer sektörlerde de kendi alanlarında uygulamadan sorumlu mühendis olarak görev yaparlar. Teknisyen, tekniker, ustabaşı, usta ve işçilere teknik bilgi danışmanlığı yaparlar.”



Aynı üniversite bünyesinde (Amerika’da ve diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi) hem mühendislik fakültesi hem de teknoloji mühendisliği fakültesi bulunabileceğini söyleyen Altıparmak, Türkiye’de de bir teknoloji üniversitesi kurulduğunu, Galatasaray Üniversitesi’nin en önemli fakültesinin adının Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi olduğunu belirtti.



Müfredat, mühendislik fakültelerine benziyor


Teknoloji mühendisliği fakültelerinin müfredatı, mühendislik fakültelerinin ders programına benzer yapıda olduğunu kaydeden Altıparmak, matematik, statik, dinamik, makina elemanları gibi temel mühendislik derslerinin, teknoloji mühendisliği fakültelerinde de bulunduğunu, ancak, teknoloji mühendisliği fakültelerinde uygulama ve laboratuar çalışmalarına daha fazla ağırlık verildiğini ifade etti. Prof. Dr. Duran Altıparmak, buna karşın mühendislik fakültelerinde teorik kısımlara daha fazla öncelik tanındığını belirtti.



Akredite edilmiş teknoloji mühendisliği bölümleri var mı?


“Akredite edilmiş teknoloji mühendisliği bölümleri uluslararası üniversite sistemi içerisinde var mı” diye sorduğumuzda, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak, “ABD’de çeşitli üniversitelerde yer alan ve ABET (Accreditaton Board for Engineering Technology) tarafından akredite edilmiş, teknoloji mühendisliği bölümleri incelendiğinde teknik eğitim fakültelerindeki bölümlerin yapılanmasına benzer bölümlerin olduğu görülmektedir” şeklinde cevap verdi.

ABET tarafından akredite edilmiş teknoloji mühendisliği programlarına şunlar örnek gösterilebilir:

İşte örnekler:



ABET TARAFINDAN AKREDİTE EDİLMİŞ TEKNOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMLARI

Otomotiv Teknoloji Mühendisliği
İmalat Teknolojisi Mühendisliği
Makina Teknoloji Mühendisliği
Tasarım ve Çizim Teknoloji Mühendisliği
Elektrik Teknoloji Mühendisliği
Elektronik Teknoloji Mühendisliği
Mimari Teknoloji Mühendisliği
İnşaat Teknoloji Mühendisliği
Yapı Teknoloji Mühendisliği
Bilgisayar Teknoloji Mühendisliği
Elektromekanik Teknoloji Mühendisliği
Makina Tasarım Teknoloji Mühendisliği
Havacılık Teknoloji Mühendisliği
Deniz Teknoloji Mühendisliği
Telekominikasyon Teknoloji Mühendisliği
Çevre Teknoloji Mühendisliği
Lazer Elektro-optik Teknoloji Mühendisliği
Uçak Teknoloji Mühendisliği









“Meslekî ve teknik eğitim sistemi için meslek öğretmeni yetiştiren teknik eğitim fakültelerinin bugünkü fonksiyonunu da göz önüne alarak, ne tip önerilerde bulunabilirsiniz” dediğimizde ise, Prof. Dr. Altıparmak ilginç önerilerde bulundu:



Öneriler

· 3795 Sayılı Kanun’un öngördüğü düzenlemelere en kısa zamanda işlerlik kazandırılması gerekmektedir,

· Teknik eğitim fakülteleri, gelişmiş ülkelerdeki benzer öğretim kurumlarına uygun olarak akredite edilebilir yapıya kavuşturulabilmelidir

· Bu amaçla, Teknik eğitim fakülteleri “teknoloji fakülteleri”ne dönüştürülebilir

· Yeniden yapılandırılması düşünülen teknik eğitim fakültelerinin uluslararası kriterlere uygun olarak; uygulamacı mühendis tipi (teknoloji mühendisi) yetiştirecek hale gelebilmesi için, fiziksel altyapı, programlar, mühendislik alanları, yerel endüstriyel faaliyetler, öğretim üyesi standartları göz önünde bulundurulmalıdır

· Teknoloji fakültesi mezunları, isterlerse pedagojik formasyon alarak “teknik öğretmen” unvanı almalı ve Milli Eğitim Bakanlığı, teknik öğretmen ihtiyacını bu mezunlardan karşılamalıdır

· Dünyada maliyeti en yüksek eğitim, teknik ve uygulamalı mühendislik eğitimidir. Mevcut hali ile uygulama ağırlıklı teknik eğitim veren teknik eğitim fakültelerinin mezunlarından yukarıda gösterilen eksikler nedeniyle amacına uygun olarak faydalanılamamaktadır. Bu durum, ülke kaynaklarının israfına yol açabilmektedir.

· Nitelikli teknik eleman yetiştirmek esastır. İhtiyaçlara cevap verecek eğitim ve istihdam araştırmaları için üniversitelerin kariyer merkezlerinin daha aktif çalışması gerektiğine inanıyorum.

· Mühendislik eğitiminde program çeşitliliğinden kaçınmamak gerekir. Ancak yetiştirilecek teknik eleman tipinin ortak kriterleri ve standartları çok net belirlenebilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder